GİDİYORUM !!!

Dünya gözlerimi kendi ellerimle örttüm

Değdi yorgunluğuma

Bi ölüm kaldıydı onu da gördüm

Beni pişman etmedi doğduğuma



Yorgun ürkek güllere bakıp

İstanbul’u yüreğime katıp

Şehrine buzullar düşmüş akşamlara gidiyorum....

Sevdaları bin yıllık Üsküdar’a

Kurşun yarasından ağır sevdama

Meydanında benliğimi bıraktığım Sultanahmet’e hasret

Kırık döküklüğüm

Beli büküklüğüm

İçime çöken sise inat

Sensizliğin sen olduğu ötelere gidiyorum...

Levhamda vuslat

Bakışlarımda hüzün

Amr bin As misali Mekke’ye giriyorum...

Yüreğimin duvarlarına vuruyor Karani gibi özlemin

Mevsimlerime kışı kuşanıp

Şehrime veda edip

Ruhumun içindeki kaybolduğum derdest mahzenlere çekilip

Sineme sığmayan yarama tuz basıp

Gözlerim yaşlı

Duygularım lal

İşte gidiyorum...

Sokaklarımda sadece hatıraların

Adımlarımda sonbahar titrekliği

İçimde Muhammedi özlemler

Dudaklarımda dağılmış isminle

Bu şehirden

Sensizliğe gidiyorum...

Omzumda bitevi hatıralarım

Vakitsiz yağan ayrılığın

Gurbeti ayaklarıma dolayıp

Tüm sadakatimle

Izdırabımla

İşte gidiyorum...



Yine bir gün daha geçti

Ne zor şeymiş sensizlik

Sevginin verdiği ağır yük olmalı

Yoruldum

Kırıldım

Üzüldüm…

En önemlisi de sevdim

Seninde sevmeni bekledim

Bıkmadan

Usanmadan

Sıkılmadan

Olmadı yapamadın beni sevemedin

Çabuk pes ettin be aşkım

Yakışmadı sana

Bir hiç uğruna böyle bırakıp gidişin yakışmadı sana

Elveda canımın içi elveda…